Eğitimde öğretmen ve öğrencinin sağlığını umursamayan zihniyet, eğitim döneminin sonuna doğru kendini iyice ele vermiştir.
İŞKUR üzerinden devlet okullarının temizliğini sağlamak için bulunan eğitim emekçilerinin okulların kapanmasıyla birlikte sözleşme sürelerinin bitmesi ancak eğitimin 2 Temmuz’a kadar uzatılması okulları bir hijyen çıkmazına sokmuştur.
Eğitimin, eğitim emekçilerinin bir parçası olan hizmetli arkadaşlarımız olmadan sürdürülmesi vahim sonuçlara yol açmaktadır.
Sınıflardan koridorlara kadar bir çok okulda her yer hijyen ve genel temizlik açısından sıkıntılıyken, özellikle tuvalet ve lavabolar virüs nedeniyle her zaman temiz olması gerekirken çok kötü durumdadır.
Kaldı ki, eğitim kurumlarımızda güvencesiz bir şekilde düşük ücretlerle çalıştırılan eğitim emekçileri, bu şekilde iş akitleri sonlandırılarak adeta açlığa sürüklenmektedirler. Güvenceli ve kadrolu personel istihdamı eğitim kurumlarımızda vaz geçilmez olmalıdır.
Pandemi henüz son bulmamışken, dünyanın üzerine kabus gibi çöken Covid-19 belası hijyenin önemini bizlere daha yakın zamanda acı bir şekilde hatırlatmışken okullara reva görülen bu tablo en hafif tabirle aymazlıktır. Belli ki havaların ısınmasıyla beraber bakterilerin daha kolay üreyebileceği, hastalıkların daha kolay yayılabileceği de umursanmamıştır.
MEB’de bu anlayış olduktan sonra Korona’ya da gerek yoktur; pisliğe terk edilen okullarda orta çağda yok olmuş hastalıkların dahi baş göstermesi mümkündür!
Eğitim-İş olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nı bu konuda bir açıklama yapmaya ve derhal çözüm bulmaya çağırıyoruz. Salgının vurduğu bu eğitim döneminde krizlere uygun adım atarak çocuklara iyi ve homojen bir eğitim veremediniz, bari onları ve öğretmenlerini sağlıklarından etmeyin!
MERKEZ YÖNETİM KURULU
